Denizlerin gözetimi için İspanya ve Fransa ile iş birliği

Ticaret Bakan Yardımcısı Gonca Yılmaz Batur, 2018 sonu itibarıyla dünya ticaretinin yüzde 90'ının deniz yoluyla gerçekleştiğini belirterek, bakanlık olarak deniz ve limanlar özelinde de kaçakçılıkla mücadeleyi etkinlikle sürdürdüklerini bildirdi.

07 Şubat 2019

Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğü ile İspanya-Fransa Gümrük İdareleri arasında yürütülen "Türk Gümrük İdaresinin Deniz Gözetim Kapasitesinin ve Operasyonel Prosedürlerinin Geliştirilmesi Eşleştirme Projesi" resmi kapanış töreni Sheraton Otel’de gerçekleştirildi.

Ticaret Bakan Yardımcısı Gonca Yılmaz Batur, burada yaptığı konuşmada, uluslarası ticaret hacminin her geçen gün arttığına işaret ederek, en önemli amaçlarının Türkiye'yi ticaretin en hızlı ve güvenli adresi olarak dünyada konumlandırmak olduğunu söyledi.

Bakanlığın, gümrüklerdeki teknolojik dönüşüme ilişkin hizmetleri hakkında bilgi veren Batur, gümrük işlemlerinin elektronik ortamda gerçekleşmesi için otomasyon çalışmaları yürüttüklerini ve yeni gümrük kapılarının yanında mevcut gümrük kapılarını modernize ederek yeniden hizmete açtıklarını anlattı.

Batur, kaçakçılıkla mücadele konusunda kararlı olduklarını vurgulayarak, "2018 sonu itibarıyla dünya ticaretinin yüzde 90'ı deniz yoluyla gerçekleşiyor. Bakanlık olarak deniz ve limanlar özelinde de kaçakçılıkla mücadeleyi etkinlikle sürüdürüyoruz." dedi.

Deniz ticaretinin sağladığı imkanların yanında riskleri de beraberinde getirdiğine değinen Batur,  deniz yolunda gerçekleştirilen kaçakçılık girişimlerinin ve yasa dışı göç faaliyetlerinin ülkelerin güvenliğine yönelik tehdit oluşturduğunu söyledi.

Batur, kaçakçılıkla mücadelede Türkiye'nin Avrupa Birliği  (AB) projelerinden yararlandığına işaret ederek, öz kaynaklar yanında AB'nin sağladığı finansmanın da önemli olduğunu dile getirdi.

Söz konusu projenin, Türk gümrük idaresinin deniz gözetim kapasitesinin ve operasyonel prosedürlerinin güçlendirilmesini amaçladığını kaydeden Batur, bu çerçevede Türkiye'deki uygulamaların AB uygulamalarıyla paralel hale getirildiğini ifade etti.

Batur, 22 ay süren proje boyunca tüm paydaşlar arasında gerçekleşen yoğun bilgi ve tecrübe paylaşımına atıfta bulunarak, İspanya ve Fransa gümrükleriyle gerçekleştirilen çalışmaların her 3 ülkeye de büyük katkı sağlayacağı değerlendirmesinde bulundu.

- "Türkiye'nin AB üyesi olmasını istiyoruz"

İspanya'nın Ankara Büyükelçisi Juan González-Barba Pera da projenin ortak deneyim paylaşımı açısından önemli olduğuna dikkati çekerek şöyle konuştu:

"İspanya ve Türkiye olarak şu ana kadar 26 projede ortak çalıştık ve tüm eşleştirme projelerini başarıyla tamamladık. Bu proje, Türkiye'nin söz konusu alandaki uygulamalarını AB uygulamalarıyla uyumlu hale getirdi. Türkiye'nin AB'ye yakınlaşma süreci uzun bir süreç ve bu süreçte Türkiye'yi destekliyoruz. Türkiye'nin AB üyesi olmasını istiyoruz." 

AB Türkiye Delegasyonu Bölüm Başkanı Aleksander Fricke ise toplam AB katkısının 2 milyon avro olduğu projenin başarıyla tamamlandığını belirterek, projenin deniz gümrük gözetimi ve kontrolleri alanında görev yapan uzmanlarla bilgi alışverişine ve en iyi deneyimlerin paylaşılmasını sağladığını ifade etti.

- Proje hakkında

Avrupa Birliği tarafından mali olarak desteklenen eşleştirme projesi, Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğü ile İspanya ve Fransa Gümrük İdareleri arasında Nisan 2017'de başlatıldı.

Deniz Kontrolleri Strateji Belgesi'nin güncellenmesi odaklı proje kapsamında, sağlıktan emniyete, gümrük personelinin devriye, bordolama, gemiye çıkma, arama ve kurtarma gibi deniz kolluk görevlerinden haberleşme ve istihbarata, liman güvenliğinden gemi aramaya pek çok konu ele alındı.

Bu konularda eğitimler, çalışma ziyaretleri ve kısa süreli stajlar gerçekleştirildi, yapılanma, kaçakçılıkla mücadele, ulusal ve uluslararası işbirliği, deniz hukuku ve yönetim alanlarında seminerler düzenlendi. 

Proje kapsamında desteklenen diğer alanlar arasında kurumlar arası işbirliği ve ortak taktik operasyonlar da yer aldı.

Sınır geçişlerindeki kontrollerde gümrük idarelerinin oynadığı rol ve Türkiye'nin Asya ile Avrupa arasındaki ticaret yolu bağlamında sahip olduğu coğrafi konum da dikkate alındığında, projenin kaçakçılıkla mücadeleye önemli katkı sağlayacağı öngörülüyor.