Alman moda endüstrisinin en köklülerinden biri olan Gerry Weber’in başına 2018’in sonlarında getirilen Johannes Ehling, şirketinin geçtiğimiz Cuma günü gerçekleştirdiği iflas başvurusunun hemen ardından yaptığı açıklamada; bankaları ve hissedarları da içeren birçok paydaşla zorlu müzakereleri barındıran bir sürecin kendileri için geride kaldığını belirterek, Gerry Weber’i iflastan kurtarmak için kendisine tanınan zamanın bu türden zorlu bir görevi başarmak için çok kısa olduğundan dert yandı. Gerry Weber’in iflası, özellikle önde gelen Türk denim firmalarının bazılarının da tedarikçisi bulundukları bir şirket olması açısından önem taşıyor. Diğer yandan, Almanya’da kurulu bulunan orta büyüklükteki aile şirketlerinin çoğunun nesil dönüşümü sancıları yaşamakta olduğu biliniyor. Moda sektörü dikkate alındığında ise bu durum daha dikkat çekici bir hal alabiliyor. Çoğunlukla, markaları yaratan kurucularının ya da sükse yapan ürünleri tasarlayan yaratıcı beyinlerin ellerinde yükselen moda şirketleri, söz konusu yeteneklerin şirketten ayrılmaları ya da kendilerini yenileyerek sektörün değişen ihtiyaçlarına karşılık vermeyi artık başaramamaları sonrasında ciddi darboğazlar yaşıyor.