İsviçre’nin İran’a Yönelik İnsani Ticaret Düzenlemesi

10 Şubat 2020

ABD’nin İran’a yönelik yaptırımları 2018 yılında yeniden başlatmasının ardından İran ile ticarette önemli belirsizlikler oluşmaya başlamış, dış ticaretin en önemli unsurlarından olan para transferi konusunda bilhassa belli kurumsallık düzeyine ulaşmış şirketler tarafından çekinceler ortaya çıkmış, muhasebede şeffaflık prensiplerini takip eden şirketlerin İran ile ticarette çekimser kalmaya başladığı görülmüş, insani ticaret olarak bilinen gıda, ilaç ve tıbbi cihaz ürünleri yaptırımlara tabi olmamasına rağmen özellikle ilaç ve tıbbi cihaz sektörünün büyük ölçekli dikey bir örgütlenmeyi gerektirmesi nedeniyle bahsekonu şirketlerin İran’a ihracatında ambargoyu takip eden dönemde önemli azalma meydana gelmiştir.

Müşavirliğimizce 2019 yılı içinde, insani ticaret kapsamındaki sektörlerde dünya çapında faaliyet gösteren çokuluslu şirketlere sahip İsviçre tarafından geçtiğimiz yıl içinde İsviçreli şirketlerin İran ile insani ticareti sürdürmesi için ödeme kanalı kurmaya çalıştığı, bu kanalın AB’nin hayata geçirmeye çalıştığı INSTEX’ten farklı olmasının planlandığı, mekanizmada yalnızca tıbbi cihaz, ilaç ve gıda ürünlerinin bulunacağı, mekanizmanın insani yardımı içermeyeceği, bankacılık sistemi üzerinden çalışan güvenli ve şeffaf bir kanal olacağı, kanalın İran’daki belirli tedarikçilerle çalışmasının öngörüldüğü hakkında bilgiler iletilmiştir. Müşavirliğimizce İsviçre Ticaret Müşavirliği ile daha sonra yapılan bir görüşmede ise, İsviçre’nin İran’a doğrudan ihracatının 500 milyon dolar, ABD’de yerleşik şirketleri aracılığıyla dolaylı ihracatının ise 2 milyar dolar civarında olduğu bilgisi edinilmiştir.

Geçtiğimiz hafta içinde İsviçre’nin İran Büyükelçiliği sosyal medya hesaplarından paylaşılan duyuruda, İsviçre’nin İran ile insani ticareti sürdürmek için kurmaya çalıştığı bankacılık sisteminin SHTA (Swiss Humanitarian Trade Arrangement - İsviçre İnsani Ticaret Düzenlemesi) adıyla hayata geçirildiği ve 2,3 milyon Avro’luk ilk test işleminin başarıyla sonuçlandırıldığı, İran’a bu kanal aracılığıyla ilk kargonun gönderildiği ifade edilerek, ABD ve İran Hükümetlerine bankacılık kanalının hayata geçmesindeki katkıları dolayısıyla teşekkür edilmiştir. Bahsekonu bankacılık kanalının hayata geçirilmesinin ardından, İran’a bu kanal vasıtasıyla gelen ilk kargoların İsviçre Büyükelçisi Markus Leitner’in katılımıyla basın toplantısıyla açılması gibi hususlar üzerine İranlı siyasiler tarafından İsviçre’nin şov yaptığı, İran’ın yalnızca geçen yıl 4 milyar dolarlık ilaç ve tıbbi cihaz ithalatının bulunduğu, bunun içinde 2,3 milyon Avro’luk payın önemsiz kaldığı, ABD yaptırımlarının İranlı hastalar üzerine etkilerinin bu düzenleme vasıtasıyla azaltılmasının mümkün olmadığı, yaptırımların İran halkı üzerindeki etkilerinin aynı şekilde sürdüğü hususu vurgulanmıştır. İsviçre tarafı ise sözkonusu tepkileri kanalın başarılı bir şekilde çalışmasının getirdiği yansımalar olarak değerlendirmiştir.

Konuya ilişkin olarak İsviçre Ticaret Müşavirliği ile yapılan ve 15 ülke Ticaret Müşaviri’nin katıldığı toplantıda soru-cevap şeklinde bilgilendirme yapılmıştır. Yapılan bilgilendirmede;
 

  • 27 Ocak 2020 tarihinde SHTA aracılığıyla kanser ve organ nakli tedavisine ilişkin ilaçları içeren ilk pilot işlemin hayata geçirildiği, 2,3 milyon Avro’luk ilk ödemenin yaptırım kapsamında olmayan İranlı bankadan İsviçreli özel bankanın hesabına aktarıldığı ve böylelikle kurulan sistemin test işleminin başarıyla gerçekleştirildiği, bundan sonraki kargoların İran’daki önümüzdeki dönemde tatillerin yoğunluğu nedeniyle 1 Nisan’dan sonra gelmesinin beklendiğini,
  • İranlıların düzenlemenin çalışmasını beklemediğini ama sistemin çalıştığını, süreci yürütürken İran tarafında İran Merkez Bankası, Dışişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı gibi birçok farklı kurumla aynı masa etrafında buluşulduğu,
  • Uygulamanın INSTEX veya insani yardım platformlarından farklı olduğu, salt bir bankacılık kanalı olarak çalışacağı, ABD’nin sistemin bir ortağı olarak uygulamanın tamamen içinde olduğu, düzenleme kapsamında İsviçre Hükümeti’nin ABD Hazine Bakanlığı’na özel garantiler verdiği, ABD’nin İranlı alıcıyı “due diligence” sürecinde veto yetkisinin bulunduğu,
  • Kurulan düzenlemenin kapsamının gıda, ilaç, tıbbi cihaz ürünleri olacağı; gıda ve tarımsal ürünlerde ABD’nin tanımları doğrultusunda hareket edileceği,
  • Düzenlemenin faydalanıcılarının yalnızca İsviçreli ve İsviçre merkezli şirketler olacağı, bununla birlikte ürünün İsviçre ürünü olmasının zorunlu olmadığı, İranlı alıcının mutlaka İsviçreli şirketten satım alım yapması gerektiği, bu durumun yalnızca ehil (eligible) olmada bu firmalara katkı sağlayacağı ve bu tarz tüm firmaların işlemlerine aracılık edip etmemeye İsviçre Hazine Bakanlığı’nın yapacağı detaylı incelemenin ardından karar verileceği, adıgeçen Bakanlığın İran ile iş yapmak isteyen firmalardan uzun bir liste dahilinde bilgi toplama talebinin olacağı, sistemin işleyişinin şeffaf olması nedeniyle düzenlemeden yararlanmak isteyen şirketler için bu sürecin önemli bir meydan okuma (challenge) olacağı, sistemden yararlanacak firmaların vereceği bilgilerin ABD Hazine Bakanlığı Yaptırımlar Bölümü (OFAC) ile paylaşılacağı,
  • İsviçre Hükümeti’nin bu aşamada belirli sayıda en çok güvendikleri firmaların listesi ile işe başladığını ve bu şirketlerin listesini oluşturup, ABD Hazine Bakanlığı ile paylaştığı, İranlı şirketlere ilişkin İsviçre Hükümeti tarafından herhangi bir çalışma yapılmadığı, yaptırımlara uyum işlemlerini (compliance ve due diligence süreci) ürünü satacak ticari işletmeden bekledikleri, Tahran’da mukim Ticaret Müşavirliği’nin İsviçreli firma ve İsviçre Hazine Bakanlığı’na zaman zaman “due diligence” süreci için destek olabileceği ve bu süreçte yalnızca bilgi paylaşımı olacağı, (G.Kore’nin Tahran’da mukim Ticaret Müşavirliği “due diligence” sürecinde bankanın ödemeyi yapması için bankaya verilmek üzere fatura onayı yapmaktadır),
  • İran’daki alıcının genelde İran Sağlık Bakanlığı olduğu ve ithalat için tahsis edilen ithalat bedelinin de İran Devleti tarafından resmi kurla sübvanse edilen bedel olduğu, sistemde kullanılan paranın yaptırıma alınmamış banka parası veya İran Merkez Bankası parası olabileceği, İran Merkez Bankası’nın İsviçre’de parasının olmadığı ama yaptırım kapsamında olmayan İranlı bankaların İsviçre bankalarında parasının bulunduğu,

hususları dile getirilmiştir.