CUMHURİYETİN 102. YILINDA İHRACATIN YÜZYILINA ULAŞTIK
28 Ekim 2025Cumhuriyet Bayramımızı yürekten kutluyorum.
Bu anlamlı günde, Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, şanlı askerlerimizi, aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi rahmet, minnet ve saygıyla anıyor; milletimizin 102. Cumhuriyet Bayramı’nı gönülden tebrik ediyorum.
Cumhuriyetimizin 102. yılına ulaşırken, büyük bir iftiharla ifade ediyorum ki, Türkiye ekonomisi ve dış ticareti son yirmi yılda köklü bir dönüşüm yaşamıştır.
Bugün, 29 Ekim 2025 itibarıyla, mal ve hizmet ihracatı toplamında 390 milyar dolara ulaşarak, Cumhuriyet tarihimizin rekorunu kırdık.
Bu başarı; üreticilerimizin azminin, ihracatçılarımızın gayretinin, girişimcilerimizin cesaretinin ve milletimizin birliğinin eseridir. Türk mal ve hizmetlerinin kalite, rekabetçilik ve beğeni gücünü temsil etmektedir.
Cumhuriyetimizin 102. yılında, “Üreten, ihraç eden, büyüyen Türkiye” vizyonuyla daha güçlü, daha müreffeh bir geleceğe yürümeye devam ediyoruz.
Bu kutlu günde, ülkemizin üretim ve ihracat gücünde yakaladığımız bu tarihi başarının sevincini tüm milletimizle paylaşıyorum.
1923 yılında tarım ürünleri ağırlıklı bir ihracat yapısına sahip olan Türkiye ekonomisi, bugün otomotivden beyaz eşyaya, savunma sanayiinden yazılıma uzanan geniş ve katma değerli bir ihracat yelpazesine ulaşmıştır.
29 EKİM 2025 İTİBARIYLA MAL VE HİZMETLER İHRACATIMIZ 390 MİLYAR DOLARA ULAŞARAK CUMHURİYET TARİHİ’NİN REKORUNU KIRDI |
36,1 milyar dolara yükselmiştir. Bugün, 29 Ekim 2025 itibarıyla, mal ihracatımız 270 milyar dolara ulaşarak Cumhuriyet tarihimizin rekorunu kırmıştır. Hizmet ihracatımızla birlikte toplam ihracatımız 390 milyar dolara ulaşmış, yıl başında belirlediğimiz hedefin de üzerine çıkarak tarihimizin en yüksek seviyesine ulaşmanın gururunu ve mutluluğunu yaşamamıza vesile olmuştur.
Dünya mal ihracatından aldığımız pay, 1980–2000 yılları arasında ortalama yüzde 0,38 seviyesinde seyretmiştir. 2002 yılında yüzde 0,55’e, 2024 yılında ise yüzde 1,07’ye yükselerek, Cumhuriyet tarihimizin en yüksek oranına ulaşılmıştır.
Bu büyük başarı, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına güçlü bir ihracat vizyonu ve kararlılıkla adım atan Türkiye’nin, üretim gücü, ihracat kapasitesi ve rekabetçi ekonomisiyle dünya sahnesindeki yerini daha da sağlamlaştırdığının en somut göstergesidir.

| TİCARETİN YÜZYILINDA, 60 ÜLKEDE, CUMHURİYET TARİHİ’NİN EN YÜKSEK İHRACAT RAKAMLARINA ULAŞILDI |
Cumhuriyetimizin ilk yıllarında yalnızca 24 ülkeye ve 30 fasılda yapılan ihracat, bugün 224 ülke ve gümrük bölgesine, tüm fasıllara ve 12.806 farklı ürüne yayılmış durumdadır. Türkiye artık, dünyanın dört bir yanına üretimini ulaştıran, rekabet gücü yüksek, dinamik bir ihracat ekonomisine sahiptir.
1973 yılında, bir yılda 1 milyar dolar ihracat yapılabilirken, 1987’de bu başarı bir ayda, 2013’ten itibaren ise bir günde gerçekleştirilebilir hale gelmiştir. Bugün ise günlük ihracatımız zaman zaman 2 milyar dolara ulaşmaktadır.
Bu olağanüstü gelişme; Türkiye’nin üretim kapasitesindeki devasa artışın, ihracatçılarımızın dünya pazarlarında kazandığı güvenin ve rekabet gücünün, aynı zamanda Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girerken ulaştığımız ekonomik olgunluğun en somut göstergesidir.
Türkiye artık sadece üreten değil, ürettiğini dünyaya ulaştıran bir ticaret ve ihracat gücü haline gelmiştir.

| AB-27’NİN TOPLAM İTHALATI İÇİNDEKİ PAYIMIZ TÜM ZAMANLARIN EN YÜKSEK SEVİYESİNE ULAŞTI |
Dünya ticaret ortamındaki zorluklara rağmen Türkiye, ekonomik dayanıklılığını koruyarak birçok pazarda rekor ihracat seviyelerine ulaşmıştır. 1996 yılında AB-27 ülkelerine 11,3 milyar dolar olan ihracatımız, Gümrük Birliği’nin kazandırdığı ivme ile 2025 yılı Eylül ayı itibarıyla yıllıklandırılmış olarak 115,1 milyar dolara yükselmiştir.
AB-27’nin toplam ithalatı içindeki payımız, 2002 yılında %2,2 seviyesindeyken, 2024 yılı itibarıyla tüm zamanların en yüksek seviyesi olan %4,0’a ulaşmıştır. Türkiye bugün, gelişmiş ülkelerin tercih ettiği güvenilir, istikrarlı ve güçlü bir ticaret ortağı konumundadır.
1969 yılında sanayi ürünleri ihracatının toplam ihracat içindeki payı %21,2 iken, 2024 yılı itibarıyla bu oran %94,2’ye yükselmiştir. Aynı şekilde, 1969 yılında makine ve ulaştırma araçlarının toplam ihracat içindeki payı yalnızca %0,2 düzeyindeyken, 2024 yılında bu oran %30,1’e ulaşmıştır.
Bu gelişme, Türkiye’nin tarım ağırlıklı bir ekonomiden, yüksek teknolojili üretim ve sanayi ihracatına yönelen güçlü dönüşümünün açık bir göstergesidir. Bugün Türkiye, üretimden ihracata, teknolojiden lojistiğe kadar, tüm zinciriyle küresel ticaretin güvenilir aktörlerinden biri haline gelmiştir.

Dünyada artan rekabet ve pek çok alanda ortaya çıkan teknolojik dönüşüm ihtiyacı tüm firmalar için risk unsurudur. Ülkemiz bu dönüşüm ihtiyacının farkında olarak, ekonomimizin teknoloji düzeyini yükseltmek için büyük gayret sarf etmektedir.
Bu gayretlerimizin bir sonucu olarak, 2002 yılında %30,4 olan orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürün ihracatının toplam imalat sanayi ihracatımız içindeki payı, 2024 yılında %41’e, 2025 yılının ilk 9 ayında ise %42,6’ya yükselmiştir. Son 22 yılda sağlanan bu büyük başarıyla orta yüksek ve yüksek teknolojili ürün ihracatımızda artış aralıksız devam etmektedir.

| TÜRKİYE, 2020-2024 DÖNEMİNDE, OECD ÜLKELERİ ARASINDA EN HIZLI BÜYÜYEN İKİNCİ ÜLKE OLDU |
Dış ticaretimizdeki bu olumlu gelişmelerin, ülkemizin büyümesine de yansıdığını görmekteyiz.
1980-2002 döneminde dünya ekonomisi %3,1 oranında büyürken Türkiye ekonomisi 0,8 puan fazla ile %3,9 oranında büyümüştür. 2003-2024 döneminde ise dünya ekonomisindeki büyüme hızı %3,6 gerçekleşirken, Türkiye ekonomisi 1980-2002 dönemine göre 1,5 puan, dünya ortalamasına göre ise 1,9 puan daha hızlı büyümüştür. Bu güçlü büyüme performansı ile Türkiye, milli geliri (nominal) 2002 yılında dünyanın 21’inci en büyük ülkesi iken, 2024 yılında 17’nci ülkesi; satın alma gücü paritesine göre hesaplanmış gelirde ise 2002 yılında dünyanın 16’ncı ülkesi iken, 2024 yılında 12’nci ülkesi haline gelmiştir.

2002-2024 döneminde Gayri Safi Yurt İçi Hasıla reel olarak yüzde 216 oranında artmış, dolar bazında yaklaşık beş kat büyümüştür. 2002 yılında 238,7 milyar dolar olan milli gelir 2024 yılında 1 trilyon 358 milyar dolara, kişi başına gelir ise 3.616 dolardan 15.325 dolara yükselmiştir.
Türkiye, 2020-2024 döneminde yıllık ortalama yüzde 5,4’lük büyüme oranıyla OECD ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ikinci ülke olmuştur.

Satın alma gücü paritesine göre, Türkiye’de kişi başına düşen gelir 2002 yılında OECD ortalamasının yalnızca %35’i düzeyindeyken, 2024 yılı itibarıyla bu oran %70’in üzerine çıkmıştır. Bu tarihi yükseliş, güçlü ekonomik dönüşümümüzün ve üretim temelli kalkınma vizyonumuzun en somut göstergesidir.
Bu güçlü büyümenin temelinde, Türkiye’nin üretim gücü, girişimci ruhu ve ihracatçı vizyonu yatmaktadır.
Otomotiv sektöründe 2 milyona yakın üretim kapasitesi, yıllık 1,5 milyon araç üretimi ve 37 milyar doları aşan ihracat ile Türkiye; Avrupa’nın dördüncü, dünyanın on ikinci en büyük üretim üssü konumundadır. Yerli markamız TOGG’un yeni modelleriyle Avrupa pazarında yerini alması, Türk mühendisliğinin, tasarımının ve teknolojik yenilik kapasitesinin açık bir göstergesidir.
Savunma sanayimiz, son yıllarda büyük bir atılım gerçekleştirmiştir. 2002 yılında 248 milyon dolar olan savunma ve havacılık ihracatımız, 2024 yılı itibarıyla 15 milyar doları aşan ciroya, 90 bini aşkın istihdama ve 180 farklı ülke ile bölgeye yapılan 7,1 milyar dolarlık ihracat hacmine ulaşarak küresel bir güç haline gelmiştir.
Türkiye bugün, savunma sanayisinde sadece üretici değil, aynı zamanda yüksek teknoloji ihracatçısı kimliğiyle öne çıkmaktadır.
Beyaz eşya sektöründe ülkemiz, 1950’lerdeki ilk üretim girişimlerinden bugüne, dünyanın önde gelen üretim merkezlerinden biri haline gelmiştir. 2024 yılı itibarıyla 5,6 milyar dolarlık ihracat hacmiyle Türkiye, Avrupa’da üçüncü, dünyada beşinci sırada yer almaktadır. Üretimimizin yaklaşık yarısı Avrupa Birliği ülkelerine ihraç edilmekte; dayanıklılığı, enerji verimliliği ve tasarımıyla Türk markaları dünya genelinde tercih edilmektedir.
Tarım sektörü, Cumhuriyetimizin ilk yıllarından bu yana ekonomimizin temel direği olmayı sürdürmektedir. Tütün, pamuk, kuru üzüm, incir ve fındık gibi ürünlerle başlayan ihracat yolculuğu bugün 32,6 milyar dolarlık bir hacme ulaşmış; Türkiye, 10,8 milyar dolar dış ticaret fazlası veren sayılı ülkelerden biri haline gelmiştir. Fındık, un, rafine ayçiçeği yağı, kuru meyveler ve Antep fıstığı gibi ürünlerde dünya liderliğimiz devam etmektedir.
Tekstil ve hazır giyim sektörü, Cumhuriyetin ilk yıllarında yalnızca birkaç fabrikadan ibaretken, bugün 32 milyar dolarlık ihracatıyla dünyanın en büyük yedinci, Avrupa’nın üçüncü ihracatçısı konumuna gelmiştir. 2024 yılı itibarıyla, Türkiye, tekstilde 9,4 milyar dolar; hazır giyimde 19 milyar dolar ihracat ile dünyanın ilk altı, Avrupa’nın ilk üç ülkesi arasında yer almaktadır. Cumhuriyetimizin 102. yılında ulaşılan bu başarılar, Türkiye’nin üretim gücünün, ihracatçısının azminin, sanayicisinin emeğinin ve mühendisinin vizyonunun eseridir.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın “Türkiye Yüzyılı” vizyonu doğrultusunda; üretimden ihracata, teknolojiden markalaşmaya uzanan bu güçlü yapıyı daha da geliştirmeye, dünya ekonomisindeki etkin ve belirleyici konumumuzu pekiştirmeye kararlılıkla devam edeceğiz.
Yüce Allah’ın izniyle; Cumhuriyet’in ikinci yüzyılı, “Ticaretin Yüzyılı” da olacaktır.
TÜRKIYE CUMHURIYETI
TİCARET BAKANI